Bir Manyak Okul Anısı :)

Lisedeyken İngilizce dersimize, hepimize isimler takan bi hoca gelirdi. Hatta benim adım da "Ana"ydı. Pollyanna'nın Ana'sı mı bilemicem artık. Bazen hoca bana "Ana" deyince "Hay ananın..." diyesim de gelmiyo diildi hani :) Neyse bi gün hoca tahtaya bizim Gürbüz'ü çağırdı. Gürbüz de tam gürbüz bi çocuktu, takma adının hakkını veriyodu yani :) Hoca buna bi soru sordu, Gürbüz cevaplayamadı. Bunun üzerine hoca "Oturr!" dedi. Gürbüz de sinirlenip, tebeşiri tebeşirliğe atar gibi bıraktı ve tebeşir yere düştü. Tam yerine gidiyodu ki, hoca bu hareketi kendi üzerine alınıp "Yediririm sana o tebeşiri!" deyince, Gürbüz geri döndüü ve tebeşiri yerden alıııpp, hocanın gözünün içine baka baka afiyetle yedi! :D Hoca tırstı, biz koptuk :) O günden sonra sınıfta bu konuyla ilgili acayip geyik döndü tabi.

"Gürbüz kantinden bişey ister misin? Aa pardon ya sen tebeşir yiyodun di mi?? Ehuheuhue"

"Gürbüz pembe, mavi tebeşir falan da var olum, yersen getirelim. Ahahaaha"
diyenler oldu.
Yalnız lisede okuyan arkadaşlarımıza bu hareketi önermiyorum zira tebeşir ateşi çıkarmakta, kişinin bünyesine rahatsızlık vermektedir. Kuşkusuz, dünyamızda yiyebileceğimiz çok daha lezzetli yiyecek maddeleri bulunmaktadır. Sağlık açısından onlar tercih sebebidir :)

Not : Çok fena hasta oldum lan, ölüyorum :/ yine de bu halde bile manyak şeyler düşünebilme yeteneğime hayran olmak lazım diiğğ miiğğ amaağğ? E olun o zamann :Pp

Saçmalamanın Başlıkı mı Olurmuşş :Pp

Geçen gün bilgisayarın kendi bünyesinde barındırdığı oyunlara bakiim dedim. Hani mayın tarlası, solitaire (biz fal diyoruz kıroca :p ), abidik ve gubidik oyunları var ya, heh onlar işte.. Orda 'Hearts' diye bi oyun var. Oyuna girerken adını yazıyosun. Yazdım. Oyunda senin dışında 3 kişi daha var. -3ü de bilgisayar bunların, sevinme hemen bebeim arkadaş buldum kendime die :P -neyse bu arkadaşların isimleri de "Gamze, Can, Mehmet" konmuş. Gayet naif, güzel isimler.. fakat deiştirilebiliyo... Sanırım en son oyunu oynadığım zaman deiştirmişim, oyunu açınca kopmama sebebiyet verdi bu durum. İsimleri şöle yapmışımm;

* Şecaattin Abiğ
* Kudbettin Abiğ
* Embiye

Ehueuheuhe :D Herhalde bol sigara dumanı altında oynanan kumar masası havası vermek istedim :) Allah cezamı vermesin yaa, hala gülüyorum :)

Not : Bu kadar uzun isim yazınca skor sayfasında isimler birbirine giriyo :) Şecaattinn Abiğğlee Kudbetttiinn Abiğğ bütünleşiyo :) O yüzden tavsiye etmiyorum. Evde denemeyiniz :Pp

Beyoğlu'nun Arka Sokakları :P

Bu yaz arkadaşlarla, Beyoğlu'nun arka sokaklarından birinde, komple sokağı kaplayan bar tadında bi mekana gittik. (isim vermicem bebeim, reklam olmasınn :P ) İçkiler, şarkılar, ortam süper.. Tabi ben her zaman ki gibi yazın sıcağında Latte içip, "Ulan bi sürü içki çeşiti var, şu salağaa bak kahve içiyo" dedirten bakışları yine üzerimde toplamayı başardım :D "Ya ne biliyosunuzz kardeşim, belki çok içtim, ayılmak için üzerine içiyorum kahveyi!" dediysem de inandıramadım kimseyi..
Gecenin ilerleyen saatlerinde müziğin volüm ayarı ile oynanıp daha bi açıldı, birbirimizle yaptığımız konuşmaları duyamaz olduk. Tam bu sırada kankamın telefonu çaldı, arayan amcasıydı. "Açamam şimdi bu seste telefonu, ne dicem amcamaa??" die yakınırken, bu defa benim telefonum çalmaya başladı. Arayan ise babamdı ki takdir edersiniz bi baba o saatte Beyoğlu'ndaki bi barda kızının olduğunu duyarsa dünyanın neresinde olursa olsun o mekana uçar gelir! :D O nedenle bişeyler bulmamız gerekiyodu... Bizim arkadaşlardan biri, "Şu arkadaki sokağa gidin orada ses olmaz." die o an bize güzel gelen, fakat o sokağa gidince büyük bi aptallık yaptığımızı anlamamıza neden olan o mübarek cümleyi kurdu. Kalktık kankamla bi arka sokağa geçtik, elimizde cep telefonları salına salına yürüyoruz. Kankam bi apartmanı göstererek "Gel şurdaki apartmanın önünde konuşalım." dedi. Tam "Olur" diyecektim ki, pencereden bize bakan, bir kadınla göz göze geldim. O ana kadar bişey yoktu fakat diğer penceredeki 'dönme'yi görünce o apartmanın hangi amaca hizmet ettiğini anlamamız uzun sürmedi. Karşıdan iki erkek geliyodu.. Kankama "Kanka, dönmeliyiz!" dedim ama 'Bara geri dönmeliyiz' anlamında söledim tabi yoksa 'dönme'yi görünce "Dönmeliyiz" demedim yani, yanlış anlaşılmasın ehuehuhe :) Kankamla o kadar korkmuşuz ki ordan nası kaçtık, ne ara tekrar bara döndük hatırlamıyorum bile.. Depar attık resmen :D Işınlanmış gibi olduk bi anda :D
Bara geri döndüğümüzde arkadaşlar korktular. "Nooolduu yaa renginiz bembeyaz olmuuşş??" dediler. Nasııı olmasıınn? Nasııı olmasııınnn :)))

Önemli Not : Beyoğlu'nun arka sokaklarında bi bara gitmişseniz, o arka sokakta kalın. Daha arka sokaklara geçmeyin zira çok uzun kalmanız mümkün olmuyo :) Amacı farklı olanları bilemem tabi :Pp He bi de erkekler o arka sokağın adresini istemesin sakınnn, söleemmmeemm :Pp